4 Ekim 2011 Salı

YAŞASIN OKULUMUZ : BEDEN EĞİTİMİ DERSLERİNDEN ANILARIM

Okulumuzun kuruluş yıldönümü nedeniyle bugünden itibaren blogumuzda anılarınıza yer vermeye başladık. YAŞASIN OKULUMUZ, başlığı altında toplanacak bu yazıları kaçırmayın.. İlk yazarımız değerli Mehmet Hamurkaroğlu.. Mehmet Bey'in birde kendine ait blogu var..

http://mehablog.blogspot.com/

Beden Eğitimi Derslerinden anılarım:

BEDEN EĞİTİMİ DERSİNDEN İKMALE KALDIM

1957 1958 ders yılında Kayseri Lisesi’nde orta bir talebesiyim.

Sınıfın çalışkan öğrencileri arasındayım. Beden eğitimi öğretmenimiz Hayri Hoca Gazi Eğitim Enstitüsü’nden yeni mezun olmuş ve öğretmenlikte ilk yılı. Köprü ve amuda kalkma hareketlerine kendisini odaklamış! Ben bir ders esnasında amuda kalkarken başımın üstüne düştüm. Bir daha amuda kalkmaya cesaret edemiyorum. Köprü hareketini ise başarıyorum. Dönem sonunda karne notunu amuda kaldırıp başarı durumuna göre vereceğini söyledi. Tabii imtihanda amuda kalkamadım ve zayıf not aldım. Diğer ders notlarım çok iyi ve iftihara geçecek adaylar arasındayım. Yılsonu öğretmenler kurulu toplantısında notumun düzeltilmesi için Hayri Hoca’ya diğer öğretmenlerim tarafından yapılan baskı da netice vermemiş. Neticede ben Beden Eğitimi Dersinden ikmale kaldım. Günlerce ağladığımı hatırlıyorum.

O yaz Kayseri’den Ankara’ya taşındık. Bahçelievler Ortaokulu’na kaydım yapıldı. Eylül döneminde Beden Eğitimi Ders’inden bütünleme sınavına girdim. İmtihan heyeti benim için toplanmış. Benim dışımda sınava giren başka bir öğrenci yok. İmtihanda, gösterecekleri hareketlerin tarafımdan tekrarlanması istendi. Gösterilen tüm hareketleri başarılı şekilde yaptım ve sınıfımı geçmiş oldum.

Bu olay benim spordan uzaklaşmama ve soğuk bakmamı sağladı. Daha önce mahalle takımımızda futbol oynarken artık uzak durmama, ilgilenmememe sebep oldu. Aslında beden yapım da spor yapmama müsaittir.  

Hayri hocanın adını hiç unutmadım. Bir gün mutlaka karşılaşacaktık. Ankara’da bir lisede yönetici olduğu bilgisi de gelmişti.

1996 yılında Ankara Dedeman’da Kayseri Derneği’nin iftar yemeğindeyim. Yemekten sonra bir arkadaşım eski öğretmenlerin de salonda bulunduklarını söyledi. Kendisine Hayri hocanın da orada olup olmadığını sordum.

“O da burada, istersen yanına götüreyim dedi.

Yanına gittiğimde neşe içinde eski öğrencileri ile sohbet ediyordu.

“Hocam, ben sizin 1957 yılından ilk öğrencilerinizdenim”,

Dediğimde sevinçle boynuma sarıldı.

“Ama ben sizi hiç unutmadım, iftihara geçecekken beni bütünlemeye bırakmıştınız. Spordan soğumama neden oldunuz.”

Hocanın neşesi birden kaçtı.

“O yıllar gençtim. Hata etmişim. Sizden özür dilerim” dedi.

“Artık özür dileyecek bir durum yok, aradan 40 yıl geçti” dedim.

Hoca bir bahane uydurup hemen oradan uzaklaştı.

Ertesi yıl iftar yemeğine yine davetliyim. İftar saatinden sonra gecikmeli olarak salona girdim. İlk bulduğum boş sandalyeye de hemen oturdum. Oturduğum masada karşımda Hayri hoca. Diğer oturanlar da Kayseri Lisesi’nin emekli öğretmenleriymiş. Yemek bitene kadar sesimi çıkartmadım.

“Hocam beni hatırladınız mı? İftihara geçecekken beden eğitimi dersinden ikmale bırakmıştınız.

Hocanın rengi kaçtı, özür faslı yeniden başladı. Diğer hocalar da olaya vakıf oldular ve Hayri hocayı kınadılar.

DİKAAAAAAT, UÇAĞA BAK

1958 – 1959 ders yılında Bahçelievler Ortaokulu 2. sınıf öğrencisiyim. Beden eğitimi derslerini kızlar koridorda, erkekler de bahçede yapıyor. Bizim beden eğitimi öğretmenimiz. Kara Harp Okulu’ndan geliyor, yüzbaşı rütbesinde. Çok disiplinli. Sabahçıyız ve beden eğitimi dersimiz Pazartesi günleri son saat.

O yıllarda THY uçaklarının tamamı pervaneli. Jet savaş uçakları ordumuzda var. Sivil yabancı jet uçakları nadiren Ankara semalarında görünüyor ve ilgi çekiyor.

Pazartesi günleri öğle vakti bir jet yolcu veya kargo uçağı okulumuzun üzerinden geçerek Esenboğa’ya doğru gidiyor. Geçiş saati tam bizim beden eğitimi dersine rastlıyor. Pervaneli uçaklardan değişik ve alışmadığımız bir modeldeki bu uçak hepimizin ilgisini çekiyor. Uçağın sesi duyulmaya başladığında ciddi ders disiplini bozuluyor, başlar gökyüzüne çevrilip uçağı görmeye çalışıyor. Hoca ne kadar bağırıp çağırsa da kimse takmıyor. Bu olay her hafta yaşanıyor.

Bir ders esnasında yine uçağın sesi duyulmaya başladığında hocamız bizden önce davrandı ve bağırarak şu komutu verdi;

-          “DİKKAAAAAAAT, UÇAĞA BAK”

Bu sefer ders disiplini bozulmadan, hocamız da dâhil uçağın üzerimizden geçişini seyrettik.


HÜSAMETTİN GÜRELİ PAŞA

Bahçelievler Ortaokulu ve Cumhuriyet Lisesi dönemlerinde Kara Harp Okulu (KHO) ile müşterek aktiviteler yapardık. KHO’nun bazı hocaları da bizde ders verirlerdi.

Hüsamettin Güreli Paşa (rahmetli) KHO spor hocası idi. 19 Mayıs gösterilerinde Harp Okulu öğrencilerinin önünde dik ve sert adımlarla yürüdüğünü hatırlarım.

Emekli olduktan sonra lisemizde Almanca ve Beden Eğitimi öğretmenliği yapmıştı.

1960–1961 ders yılında lise bir talebesi iken bizim sınıfa da beden eğitimi öğretmenliği yapmıştır.

1937 Berlin Olimpiyatlarında Hitlerin önünde geçit resmine katılmış. Bu olayı bize sık sık övünerek anlatırdı.

Diğer asker hocalarımız gibi Güreli Paşa da disipline önem verirdi. Kızdığı zaman bize HÖST diye bağırırdı. Hemen hemen her derste kuvvet gösterisinde bulunur, karşısına aldığı bir arkadaşımızın ellerinden kavrayıp çekerek kendisini yerinden oynatmasını beklerdi. Arkadaşımız asılır, ter içinde kalır tabii hocayı yerinden oynatamaz, sonunda hoca da küçük bir hareketle arkadaşımızı kendisine doğru çekip oyunu bitirirdi. Her ders tekrarlanan bu çekişmeden hoca çok zevk alırdı, ta ki karşısına Hamdi Özbay ( rahmet ile anıyorum) çıkana kadar. Hamdi Özbay Urfa’nın yetiştirdiği güçlü-kuvvetli, enine gelişmiş bir arkadaşımızdı.

Her ders hoca çekişeceği öğrenciyi kendisi seçerdi. Hamdi öne atılarak çekişmek istediğini söyledi. Hoca küçümseyerek kabul etti. Eller kenetlendi, Hamdi hiç asılmadı ve hocanın çekmesini bekledi. Hoca Hamdi’yi çekmeye çalıştı, asıldı, terlemeye başladı. Hamdi de olayın tadını çıkartıyor, hiç tepki vermeden hocanın iyice yorulmasını bekliyordu. Sonunda paşayı kendine doğru çekti ve oyunu bitirdi. Bu olaydan sonra sınıfta hocanın güç gösterisinde bulunma girişimleri de bitmiş oldu.

Mehmet Hamurkaroğlu





3 yorum:

remide dedi ki...

Çok içten yazılmış. Güzel ve buruk anılar birlikte..Haksızlıklara bolca uğradığımız yıllardı ve kaderlerimiz, egosu tırmanmış hocaların ellerinde yön değiştirdi. Beden Eğitimi hocan bizi çok mükemmel olabilecek bir sporcudan mahrum etmiş. Yaşam katili olan öğretmenlerimiz vardı ve çoğumuza yazık oldu.İlginçtir bu hafta benim hazırladığım yazının konusu da senin yazını tamamlar nitelikte. Oku- yorum şenleniyor!! kalemine sağlık.

Adsız dedi ki...

Sayın blog kullacısı paylaşımlarınızı beğenerek takip ediyorum, Akşam liseleri olarak çalışmalarınızda başarılar dileriz.

Rüya dedi ki...

yaaa çoookk güzelmiş anıları tamm benim yaşadığım olaylar gibi ama ben iki hareketi de yapıyorumm ama biraz zorlanıyorumm :D :) :))