13 Ekim 2011 Perşembe

YAŞASIN OKULUMUZ : Herkesin bir Renkli Sinema anısı vardır değil mi?

Günlerden bir gün..Hiç olmaz ya...Hayatım boyunca hiç olmadı ya.. Annemin okula , müdür Hacıbaloğlu'na telefon edeceği tutar.


Müdürümüz aynı zamanda benim velim ve annemim çok yakın arkadaşı.. Bir dönem annemin görevi gereği Gazi Eğitimde lojmanda kalıyoruz.Körler Okulu ile ilgili bir konu ve benim bir şey getirmem veya götürmem gerekiyor

 

Mehmet Hacıbaloğlu bir taraftan annemle telefonda konuşurken , bir tarftan da öğrenciyi göndererek , sınıfından 284 Remide'yi çağırtır.

O tarihte ben Lise 1 deyim. Eski okuldayız..Fizik yazılısı var..




* Foto Arif, Tayfun, Olcay, Nedim, Sırrı, deli Nimet ...Daha kimler vardı hatırlamıyorum..Hepimiz kirişi kırmaya kara vermiştik.

Müdürün odası 1. katta , Osman Hocanın bulunduğu muavinler odasıyla karşılıklıidi sanırım . Bir alt katta, koridorun başında da benim sınıfım 4-A..


Orta okuldaki baraka / müştemilatdan sonra Ana Bina rezidans gibi gelmişti bana.. hem de büyümenin ve biraz da olsa adam sınıfına girmenin ilk adımıydı..Kolay mı.. Liseli abilerle ve ablalarla bir arada okumak!!! Liseli denirdi... Artık büyünmüştü.. Aşık bile olunabilirdi..

Şimdi düşünüyorum da bu abiler ablalar Mehmet Hamurkaroğlu, Mecit Batur, Ayten Uncuoğlu, Gürcan Karagöz , Faruk Dost, Şeyda falan oluyordu galiba..Hay Allah.. Bilseydim hepsini kovalar, su tabancası ile ıslatırdım..

Öğrenci eli boş dönünce(!), telaşından ölecek olan annemi Hacıbalığlu şöyle teselli eder:

Endişelenecek bir şey yok.. Ben şimdi muavin arkadaşımı Renkli Sinemaya gönderirim, mutlaka oradadır, sinema seyrediyordur. Bu gün ne imtihanı vardı Remide'nin ? der ve kapatır telefonu...

............. Filmin en heyecanlı yerinde... diyemiyeceğim..Biz oraya film seyretmeye değil, dalga geçmeye giderdik. Ona buna fındık fıstık atardık.. gürültü yapıp etrafı rahatsız ederdik..

Bizde POP CORN kültürü yoktu.. Frigo buz vardı,omuza asılan tahta kutular içinde.. O da pahalıydı, alamazdık çoğunlukla..Biz sinemaya Annelerimiz ve babalarımızla gittiğimizde ancak , o da uygun görülürse alınırdı. Çoğunlukla yutkunsak da istemezdik, teklif etmez, hatta sorulduğunda bile yok derdik..

Bizler...şımarık ve arsız değildik..hepimiz görgülü , kültürlü ama geliri sınırlı ailelerden gelme olduğumuzdan , gerek yaşantımız, gerek, ihtiyaçlarımız, gerek kıyafetlerimiz, hatta harçlık standartlarımızla tornadan çıkmış gibiydik. .


Evlerimizin içindeki ağrbaşlılık , saygı ve zerafet kalitemizden ödün vermez ama okulda , arkadaşlarımızla yaramazlığın tarihini yazardık.



Sanırım bu yüzden bu kadar güzel anlaşır,uyuşur ve tarfsiz sıkılıktaki bağlarla bağlanırdık birbiribize. Arkadaşlığımız adanmaydı..Köklerimiz sağlam ve derindi..Bizi bu günlere getiren de budur diye düşünüyorum

Ne diyordum..?
Filmin bir yerinde... Film devam ederken... Ortalık simsiyahken... Osman Hocanın bas bariton sesi , filmin konusu ile hiç alakasıolmayan bir rolde ortaya düştü:

Bizim çocuklardan kim varsa hepiniz dışarı!!!!!!!!!! Seyirciler kusura bakmayın...
Çabuk.. Yürüyün.. Doğru okula!!!!

Bu defalık görmeyeceğim...Benim arkamdan çıkın..Bakmıyorum ama son olsun. Bir daha affetmem ona göre!!

Aranızda Remide Arsan varsa , onu müdür bey bekliyor!!!!?????XXXX?**!

REMİDE ARSAN

Hiç yorum yok: