3 Ekim 2011 Pazartesi

HERKÜL YORGUN, BU NASIL BİR SOYGUN?

Yunan mitolojisinde Herakles, olarak bilinen Herkül, Zeus’un oğludur. Nemea ormanlarında yaşayan bir aslanı öldürme görevini üstlenir. Hayvanın saldırısını beklerken her gece kralın 50 kızıyla birlikte olur.Yorgun argın eve döner.( Sonra bir gün altın postlu aslanı öldürmeyi başarır.


Perge’deki kazılarda, Milattan önce 4. Yüzyıla ait olan Yorgun Herakles heykelinin önce alt bölümü bulunur. Üst bölümü ise gizlice Alman Arkeologlar tarafından kaçırılarak Amerikalı’lara satılır. New York`lu koleksiyoncular Leon Levy ve Shelby White tarafından Boston müzesine hediye edilir.


Gariptir.. Sen kimsin, bunu nereden buldun, kimin malını kime hediye ediyorsun diyen olmaz.


Bildiğimiz sadece Herkül’ün yorgunluğunun nedenidir. Ehh, bu da önemli bir şeydir.                                                                                                                                 


                                   ……..

Kısa bir süre önce, heykelin üst bedeninin Türkiyeye geri getirildiği bizlere müjdelendi. Herkül’ün altı, 30 yıl sonra üstüne kavuştu Onca yorgunluktan sonra iyi bir dinlenme olmuştur..

Her yerde boy boy haberler ve resimler.. 

Biz yataklarımızda ve ayakta mışıl mışıl uyurken, tarihi hazinelerimizin korunmasına gönül vermiş pek çok kişi, bu üst parça için yıllardır uğraşır didinirmiş, bizim haberimiz yok. Emek veren, takip eden tüm değerli arkeologlarımıza, onurlu- dürüst görevlilerimize binlerce teşekkür ederiz..

 

Şimdi asıl konuya gelelim :

Heykelin nasıl geri geldiği çarşaf çarşaf anlatılıyor da nasıl uçup gittiği konusunda tek satır yok!


Onlarca doküman ve haber karıştırdım ama ne yazık ki bir arpa boyu yol gidemedim.

Anlayamadım.. Tuvaldeki resim değil ki, üzerine herhangi bir reprodüksiyon kapla uçur. Sikke, çini, ibrik ölçeğinde bir şey olsa bavulda bir yerlere sıkıştır.


Adı üstünde heykel bu.. Adının üstünde bir ad daha var ki o da Herkül yani. Koskoca Herkül, nereye girdi, nasıl gitti?


Hem bu Herkül’ün altı niye bizde kaldı onu da çözemedim.? Madem gidiyor, oldu olacak tam gitseydi de bari gittiği yerde bir işe yarasaydı. Bizim bunca yıl onun sadece belden aşağısına bakmamız bize bir şey kazandırmadı. Sanat açısından diyorum tabii.


Öncelikle, Alman arkeologun, spor olsun diye ‘ben şurada biraz Herkül arayayım’ demesi pek olası değil ? Bu insanların tuttuğu günlük raporlar, bulgu listeleri yok mudur? En azından kazı yapma yetkisi verilen bu kişilerin bağlantıları takip edilmez mi? Yurda giriş çıkış yaparken bir zahmet aranmaz mı?

Heykelin üstünün bulunduğu sırada bizim çeşitli yetkililerimiz bekçilerimiz, müdürlüklerimiz, neredeydi? Alman bu parçayı, kimseye görünmeden kendi kendine nasıl çıkardı, nereye taşıdı? Nerede gizledi? Uçağa nasıl bindirdi? Kaç kişi yardım etti?


Kimin açığıdır, kimin hırsızlığıdır,? Sorumluluğu kim üstlenecektir?


Vatan toprağımı, ülkemin tarihini bavula koyup kaçıranlardan ve bunları korumayı beceremeyenlerden hesap sorulmuş mudur?

Hiçbir bilgiye ulaşamadığımı bildiriyorum.

*Ulaştığım tek satır da Perge Antik Kenti Kazı Başkanı Prof. Dr. Haluk Abbasoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamadır. Yüreğimi yangınlara salmıştır:

"Orası bir sanat galerisi, heykel müzesi gibiydi. Her gün heykel çıkıyordu. Nasıl kaçırıldığını saptayamadık. Büyük bir olasılıkla bizim kazıda çalışan bazı kişiler bunu gördü ve biz gittikten sonra alındı".


Siz de benim gibi inanmakta güçlük çekiyor musunuz ? Aklınız durma noktasına geliyor mu? Sanki burası bereketli bir tarla.Toplanan da sebze – meyve. İnsanoğlu topladığı domatesleri bile daha iyi korur, sakınır, saklar.


Böylesi ilgisiz ülkenin tarihi altından çekip alınır elbette. ‘Bu sadece size ait değil, insanlığa ait bir geçmiştir, sizin ihmal etme lüksünüz yok’ da denebilir.


Ödeneğimiz yoksa da gururumuz, onurumuz vardır.


Biz ne kadar bedava vatandaşlarız? Hiçbir yetkili makam da çıkıp, çoluğumuza çocuğumuza ait olan kültür mirasımızın paha biçilmez bir parçasının çalınmasının hesabını vermek zahmetine katlanmıyor? Bırakın hesap vermeyi, bilgi verme saygısını dahi göstermiyor?

‘Yıllardır heykelin altına bakıyordunuz. Bakın nasıl da uğraştık didindik. Yılları yıllara kattık. Alın size üstünü. Hem de başbakanın uçağında getirdik. Az şeref mi? Tamam işte. Daha ne? tarzı bir fütursuzluğun alınganlığındayım.


Hepimize ait olan tarihi mirasımızdan bir kum tanesini dahi kendi çıkarlarına mal eden ya da edene göz yuman, korunmasında ihmali olan her kim olursa olsun, ben vatandaşlık hakkımı helal etmiyorum.


* Bu haber, Milliyet ‘gündem’ den alınmıştır.  


Remide Arsan



Hiç yorum yok: