13 Ekim 2011 Perşembe

YAZI DİZİSİ : CUMHURİYET ÇOCUKLARININ ORMANI BİR YAŞINDA - 15

ACL ünlüleri mi ? Ne yalan söyleyeyim, herbiri ayrı ayr, tam bir hayal kırıklığı oldu. Önce uzun bir ACL ÜNLÜLERİ listesi çıkarttım. Sonra da üyesi olduğum Back – Up aracılığı ile adres ve telefonlarına ulaşıp, herbirine ikişer kez ileti gönderdikten sonra telefonla da ulaşmaya çalıştım ama, hiçbir dönmedi. Menajerleri ya da sekreterleri ulaşma çabalarımı hasır altı etmemişse, mutlaka çok yoğun çalışma temposu içinde olduklarındandır. Onların ACL’li olduklarından en küçük bir kuşkumuz yok ! Ben gene de kendilerini burada bir kez daha anıp, en az 48 TL bağışta bulunmaya davet edeyim.




Belki yukarıdaki mazeretlerinin ortadan kalktığı bir gün katkıda bulunacaklardır. İşte, ulaştığım halde yanıt verme olanağı bulamayan ACL ÜNLÜLERİ :


Abidin AYDOĞDU
Aşkın TUNA
Ayten UNCUOĞLU
Aydın TANSEL
Berk OKTAY
Burhan ŞEŞEN 

Caner TARANCI,
Çetin TEKİNDOR
Demirali ONAT
Erol ATAR,
Hulki CEVİZOĞLU
Hülya AVŞAR
Kayahan AÇAR
Köksal ENGÜR
Lemi BİLGİN
Meral OKAY
Neşe ÇETİN
Nurcan AKAT
Mehmet AĞAR,
Özgür OZAN
Selçuk URAL,
Selçuk YÖNTEM
Salih MEMECAN
Üstün DÖKMEN
Yıldo - Ahmet Yıldırım Benayyat
Yiğit GÜNDÜÇ
Yücel ERTEN
Zafer ÇAĞLAYAN


Bugüne kadar tek kuruş bağışta bulunmamış arkadaşlarıma gelince : Hiçbir arkadaşımın ACL ORMANI Kampanyasına bağışta bulunmak istemediğini sanmıyorum. Nedenine ASLA akıl erdiremiyorum, bağış yapmamış olmanızdan dolayı hiçbir kırgınlık duymuyor ama gerçekten üzülüyorum. Çünkü adı ACL ORMANI olan fidan bir bağışı kampanyasına hala daha kayıtsız kalmanızı hiçbir nedenle mazur görmüyorum ve en azından kendi adıma mazur görmeyeceğim.

Yarın, bir yerlerde karşılaşır isek, gözlerine baktığım anda “ACL’li geçiniyorsun ama ORMANIMIZA NEDEN bağışta bulunmadın arkadaşım” sözcüklerini aklımdan geçireceğimi, bu gerçeğin bağışta bulunan diğer bütün arkadaşlarım nazarında da mutlaka aynen böyle olacağını UNUTMAMANI diliyorum. En azından 20.000 fidanlık hedefimize henüz ulaşamadığımızı gördüğünüzde sizlere daha fazla ihtiyacımız olduğunu anlamanızı bekliyor ve bu yazı dizisinin yayınlanması ile birlikte derhal harekete geçerek, GEREĞİNİ yapacağınızı umuyorum. Bağış yapmanızı talep etme hakkını bir okuldaşınız olarak kendimde görüyor ve bir kardeşiniz olarak da vasiyet kabul etmenizi diliyorum.

Tam da bu aşamada, “işte orman kampanyası böyle bir şey !” diyorum..

Hatta, “bu satırları okuyup bağışta bulunmak isteyen doğa ve yurtsever dostlarımız da çıkacaktır” düşüncesi ile Ege Orman Vakfı’nın banka hesap numaralarını burada bir kez daha vermekte yarar görüyorum :

EGE ORMAN VAKFI HESAP NUMARALARI         


ZİRAAT BANKASI 26 AĞUSTOS ŞUBESİ :
TR82 0001 0008 8406 9615 4350 01


İŞ BANKASI GÜNDOĞDU ŞUBESİ :
TR51 0006 4000 0013 4240 1161 49


GARANTİ BANKASI KONAK ŞUBESİ :
TR97 0006 2000 4100 0006 2042 46


VAKIFBANK ALSANCAK ŞUBESİ :
TR69 0001 5001 5800 7284 9671 96

(DENİZBANK EGE KURUMSAL- KAMU  FİNANSMANI VE TİC. MERKEZ ŞB.) :
TR47 0013 4000 0042 5403 9000 01

Sadece Denizbank havale ücreti almamaktadır. Diğer bankalara internetten ya da ilgili
bankanın ATM’sinden ödeme yapmanız önerilir.

LÜTFEN, ACL ORMANI İÇİN BAĞIŞ YAPTIĞINIZI BELİRTMEYİ UNUTMAYIN DOSTLAR..

Son olarak bir naçizane bir öneride bulunmayı görev saymaktayım : Fidan dikmek kan vermek gibi..Sevgili Fikret Şahin (her ay 50 TL) ve sevgili Alaaddin GÖKAĞAÇ (3 ayda bir 800 TL) gibi düzenli  bağışta bulunmayı alışkanlık haline getirdiler. Vakfa sözlü olarak ileteceğiniz bir talimat ile kredi kartınızdan her ay sadece 10 TL çekilmesini sağladığınız taktirde hem yılda 40 fidanlık bir katkı sağlayacak, hem de bütçenizi asla zorlamamış olacaksınız.

Bu camia, bu orman, bu ülke, bu dünya bizim ; Ege Orman Vakf”ının (0232) 464 51 60 No’lu
telefonunu arayıp, kredi kartı bilgilerinizi geçerek, hemen şimdi bağışta bulunabilirsiniz. .

Sevgi ve saygılarımla, 

Av. Yavuz ORAN

3 yorum:

nil dedi ki...

Orman için verdiğin uğraşların, harcadığın zaman ve emeğin dışında bu yazı dizisi için de gösterdiğin özveri ve işinden sevdiklerinden çaldığın zaman için seni bir kez daha kutluyorum sevgili arkadaşım. ACL seninle gurur duyuyor :) Her gün gelişen, büyüyen güzel ormanımız gibi senin de sevenlerin, değer verenlerin çok olsun. Gönlüne sağlık..

İZMİRACL YAPIM dedi ki...

Sağol sevgili arkadaşım,

Hadi bu vesile ile bir mesaj da ben bırakayım :

Artık tıklar ve semboller ile yaşıyoruz. Bu öyle bir olgu ki, kanımca düşünme fırsatı bile tanımıyor bize.
Herşey o kadar tablet ve hazır görünüyor ki, BÜTÜN İŞ SADECE (BASİT SANILAN) ÇOK HIZLI BİR TERCİH YAPMAYA götürüyor,
hatta zorluyor hepimizi. Dehşet bir tuzak bu : Önümüzde sürekli ve neredeyse sonsuz sayıda seçenekler manzumesi var. Artık işimiz gücümüz bu dünyanın bir parçası olmak olmuş. Farkında bile değiliz ama dünyaya, sadece bu pencereden bakıyoruz, (ve aslında
mecburmuşuz gibi bütün zamanımız ile dikkatimizi sadece bu dünyanın gerçeklerine hasrederek) o an - o konuda bir karar vermemiz
gerektiği kanısına varıyoruz. Oysa o dünya OLMASI GEREKENLER ile değil, OLANLAR ile DOLU ! ..VE İŞTE NİHAİ SONUÇ :
Karşımıza GÜZEL ile DAHA GÜZEL sunulduğunda "DAHA GÜZEL"i, (böyle bir mantıkla) kolay ile daha kolay çıktığında da "DAHA
KOLAY"ı seçiyor ve hemen önümüze konulan bir sonraki tercihimize geçiyoruz. Artık, bir daha asla "KOLAY"ı düşünmüyor, zor olanı
ise zaten aklımıza bile getirmiyoruz. Dört bir yanımız her an değişen ve dayatılan gündemler ile o kadar dop dolu ki, acılarımızı da sevgimizi de SÜRDÜRMEYE ZAMANIMIZ YOK artık. Duygularımız, duyarlığımız, mantığımız, ve sımsıcak dostluklarımız bu nedenle
SÜREKLİ KAN KAYBEDİYOR. ASLINDA SADECE BU NEDENLE, BAKIYOR AMA GÖRMÜYORUZ; ağlıyor ama göz yaşı bile dökmüyoruz, seviyor ama sevdiğimizi bile söyleyemiyor ve hatta hiç dokunmuyoruz ; anladığımızı sanıyor ama hiçbirşey bilmiyoruz. Çünkü artık, FARK EDEMİYORUZ ve artık eskisiden çok daha fazla olguya ve yepyeni icatlara sürekli NANE de oluyorz. Ben ne kadar eski ben değilsem, biz de eski biz değiliz artık.
Yarın diye diye bugüne geldik. Bilinçaltımızda da olsa yarın, HİÇBİRŞEY ADINA BİR YARINIMIZ OLMAYACAĞINI GÖRÜYOR VE
BAL GİBİ BİLİYOR AMA HALA, ZERRE KADAR UMURSAMIYORUZ. Çünkü aslında kendimizi (hem de olduğundan fazla) değersiz görüyoruz. Bu açığımızı lafa gelince MANGALDA KÜL BIRAKMAMA TAKTİĞİ İLE ÖRTÜYORUZ. Kendimize değer vermemizin, başkalarına değer verebilmemizin ön koşulu olduğunu, taşın altına koyduğumuz elin başkalarının elini ezilmekten kurtardığını fark da edemiyoruz. Kim ne derse desin, önce kendisine değer vermeli, güvenmeli ve saygı duymalı, "ben aydın geçiniyorsam bildiğim doğruları hayata geçirmek zorundayım" diyebilmeli insan. Hiç değilse arada bir (!) "kimim ben, ne yapıyorum, ne yaptım ve NE
YAPABİLİRİM ?" de demeli kendi kendine.. Sadece kendini değil, sonuna dek sorgulamalı çevresini ve yaşamı.. ve mutlaka GÜZEL HAYALLER DE KURMALI insan dediğin.
Yaşıyorum diyebilmek için, yaşıyor olduğunu görmek yetmez. Sevgi ve dostlukla bile yaşamın herhangi bir renginin bir tonu da olmak gerekir ve olanaklıdır. Bencillik kökenli, duyarsızlık hatta ilgisizlik ile bezenmiş İLKEL davranışlarımızın, en basit şekli ile tepkisizliklerimizin eninde sonunda kendimize, ailemize, ulusumuza, insanlığa, evrene zarar vereceğini göremiyor olmamızın, asıl nedeni O ÖLÇÜDE CAHİL OLMAMIZDIR. Bir kum tanesine ya da bir karınca da saygı duymayı öğrenmeden, evreni anlamak
ne kadar olası değilse, çoluk çocuğumuza sahip çıkmamız da o kadar olanaksızdır.

Bu duygularla, hakkımdaki güzel dileklerin için teşekkür ediyor ve bütün arkadaşlarımı ACL ORMANI'na bağışta bulunmaya davet ediyorum. Sevgi ve saygılarımla,

YAVUZ ORAN dedi ki...

ACL ORMANI'nın Öyküsü'nü kaleme almam için beni teşvik eden ve yayımlanmasını sağlayan sevgili Abdullah GÜRGÜN'e ve öykünün yayına hazırlanması sürecinde (babasının rahatsızlığına rağmen zaman ve emek harcayıp) büyük katkı sağlayan sevgili Aylin Şahin KOSOVAERİ'ne teşekkür ederim.