12 Ekim 2011 Çarşamba

ERMAN TOROĞLU İLE GEZİ ANILARI - 9

Kenya'da Safarideyiz. Bölge Masai Mara. Lodge denilen, vadilerin ortasında yer alan vahşi hayvanlara karşı elektrikli tellerle korumalı otelimizdeyiz. Bu elektrikli teller Nairobi’de hırsız girmesin diye evlerin çitlerinde de kullanılıyor. Otel odası ise tam korumalı, klimalı lüks bir çadır. Tek derdi, gık desen komşular duyar. Hani diyeceğim şudur; balayı çiftleri için uygun bir mekan değil.






Neyse, aslında Masai Mara romantik bir yer. Gökyüzü, maviden sarıya, sarıdan kırmızıya dönüşüp, güneş parıltısını yavaş yavaş kaybederken, diğer taraftan dolunay ve yıldızların meydana çıkışını gizemli, büyülü, egzotik bir sessizlikte izliyoruz.. Akşam yemeği için yakılan ateşin etrafında, çevrilen geyik etini ellerimizle yerken, nefis şarabın da etkisi ile yıldızların elimizi uzatıp alacak kadar yakınlaştığını hissediyoruz. Duyduklarımız sadece ateşin, vahşi hayvanların ve kuşların sesleri. Seyahat arkadaşım 20 senelik dostum Erman Toroğlu. Elbette Hocam’la beraber safari terminolojisi de biraz değişiyor. Hemen yandaki gölden hipopotamların sevişirken çıkardığı “aşırı böğürtüyü” değerlendiriyor.
Not: Hipopotamlar sadece sevişirken ses çıkartırlar.



Hoca;
- Bir “teslik” var bu ilişkide...
- Nasıl hocam?
- Karıştırdı. Gözü gece iyi seçemedi Hipopotamın.
- ???
- Ben anlarım... Sesten anlarım.


Cem Polatoğlu

Hiç yorum yok: