13 Eylül 2011 Salı

OKULUMUZDA NOSTALJİ - 1

Ben Bahçelievler Cumhuriyet Lisesi’ne, okulumuzun şimdi bulunduğu yere taşındığızamanlarda, galiba 1966-67 öğretim yılında, 4 H sınıfı talebesi olarak, katıldım. Rahmetli Müdürümüz Sn Mehmet Hacıbaloğlu, Veteriner Albay dayım ve Peder bey bir dönem ZİLE ‘de aynı sınıfta okumuş samimi arkadaşlarmış. Benim ACL ye kaydım esnasında karşılaştıklarında, gerçek ETİ SENİN, KEMİĞİ BENİM özdeyişi bir defa daha tekrarlanmış oldu ve bendeniz,mezuniyet tarihine kadar kayıtsız, şartsız, sayın Hacıbal’ın GÖZ HAPSİNE girmiş oldum. Çok çalışkan bir öğrenci olmasam da,vasat sayılırdım. Hele sevdiğim bir hoca bendeki kriterlere göre, kıvamında ders anlatıyorsa, o bilgileri, unutmam asla mümkün değildi. Bir tesadüf neticesinde; Okulumuzun lise 2. sınıfından beri; Başladığım ve İçeriği ‘’Teknik Ressamlık’’ olan iş hayatı nedeni ile sabah okula, öğleden sonra işe gidiyordum. Okulumuzda sindirerek öğrendiğim pek çok ders konusu, ilerideki işhayatımdaki, bazı başarıları kazanmamda etkili olmuştur.



Okulumuzun inşaatı oldukça uzun sürmüş, hatta Müteahhit Ray-Nimes firması, teslim tarihine yakın bir zamanda iflas etmiş, Şantiye binası dahil, geri kalan malzemeleri,şimdiki küçük okulun bulunduğu yerde terk etmişti. O zamanlar; Okulumuzdan Balgat yönüne baktığınızda, Dostlar sitesine kadar boş bir arsaydı. Okul daha yeni olduğundan ders programı tam oturmamış ve bazı dersler boş geçmekteydi. Biz de fırsat buldukça bu tozlu arazide top oynardık. Benim top oynamaktan daha çok ilgimi çeken konu, Müteahhit firmanın top sahamızda terk ettiği MİCHİGAN marka lastik tekerlekli LODER ile THAMES-TRADER damperli kamyon oldu. Boş derslerin birinde; Büyük bir sorumsuzluk örneği göstererek, top oynadığımız sahayıdüzeltmek amacı ile Kepçeyi çalıştırıp sahayı düzeltmeye başladım, Arkadaşların teşvik eden ıslıklı tezahüratları ile çalışmaktayken; Sigara içerken MAHMUT HOCA’ya yakalanan KEMAL SUNAL misali, Gürültüye koşup gelen Hacıbal’la yüz yüze geldim. Kalın gözlüklerinin altından bakan, müthiş öfkeli gözlerini gördüğümde verilecek her türlü cezaya hazır olduğumu anladım. Ne yaptığını sanıyorsun diye gürlediğinde, herhalde heyecandan olacak yaptığım işin ayrıntılarını anlatmaya başladım. Bu onu daha çok kızdırdı. Ben de olsam, okulumuz öğrencilerinin karınca gibi kaynadığı bu arsada, üstelik haciz işlemleri süren bir şirketin iş makinası ile dolaşan bu ÖĞRENCİ’nin sorumsuzluğu için endişe duyardım..Makinaya tırmandı anahtarı alıp, hemen müdür odasına gel diyerek, okula doğru yürümeye başladı. Çevremde beni dolduruşa getirenlerden hiç kimse kalmamıştı. Süklüm püklüm odasına giderken, faydalı ve mükafat alabileceğim bir iş için belki de beni disiplin kuruluna vereceğini düşünüyordum. Kapıyı çaldım, telefonla konuştuğu için orada beklememi işaret etti. Meğerse peder bey ile konuşuyor yaptığım vukuatıanlatıyormuş. Az sonra kapıya çıktı ve ‘’Seni bir daha o arsada görmeyeceğim sınıfına dön’’ diye fırçaladı. Ucuz atlattık diye sevinirken; Fırtınanın büyüğü akşam evde koptu, çok azar işittim ama hala, bu tepkinin şiddetini anlamayı akıl edemiyordum..Hacıbal; Birkaç gün sonra beni çağırttı, eyvah disipline verdi diye o anda okuldan kaçmayı bile düşündüm. Konuştukları kısa ve öz’dü.’’Sana öyle bir ceza vereceğim ki asla unutmayacaksın ‘’ dedi! Madem bu işleri beceriyorsun, o halde bahçemiz olacak bu alandaki moloz yığınlarını kepçe ile kamyona doldur daha sonra arsanın sonundaki bölgeye dök, çünkü buraya okulun sınırını belirleyen duvar inşaatıyapılacak, bu arada derslere girme, tercih senin dedi. Müdür bey tarafından verilen; üstelik, derslerden sıyırma gibi cazip bir cezayı kaçırmamak için on gün kadar tek başıma canla başla çalışıp işi bitirdim. Hemen arkasından da duvar inşaatına başlayan işçiler kısa zamanda bitirdiler. Küçük okul ile ana bina arasındaki şimdilerde gözüme çok alçalmış gibi gözüken, meşhur duvar belki başkaları için pek dikkati çekmez ama ,sonradan okul toplantılarına geldiğim zamanlarda gidip üzerinde dakikalarca oturduğum bu duvar, anılarımıtazelediğinden, benim için çok önemlidir.Sen nurlar içinde yat sevgili hocam,sayende yapılan bahçe ve duvar hala sapa sağlam orada duruyor,fakat başka bir okulun adı altında…


O Günleri anımsamalarına faydası olur düşüncesi ile, arkadaşlarıma; Bahsettiğim kamyon ile loderin benzerlerinin resimlerini gönderiyorum..


Okul anıları devam edecek, hatta okul gezileri de sırada..


Ahmet Sıtkı Özsancak     

Hiç yorum yok: