26 Eylül 2011 Pazartesi

BİRAZ DA BENDEN OLSUN

Tatilden döndüğümde posta kutumda çok sayıda posta vardı. Tatil boyunca postalarıma bakamamıştım. Hepsini bir çırpıda okumak mümkün olmadı. Bazılarını hâlâ daha okuyamadım. Yazıların bir kısmı okurken insanı gülümsetiyor. Bazıları hüzünlü, bazıları düşündürücü. Gerçek olan bir şey varsa o da herkes içinden geldiği gibi samimi bir şekilde duygularını döküyor.


Aylin’in sevgi üzerine yazdıklarını okuduktan sonra bir süre bekledim. Sonra bir kez daha okudum. Sevgiyi o kadar güzel anlatmıştı ki. Abdullah’ın buna yapmış olduğu yorum da müthişti. Düşündüm. Acaba Abdullah da böyle makaleler yazmaz mı? Yazarsa bunları okuyanlar da çok olur. Düşünün Abdullah’ın kaleminden çıkan hikâyeler. Eminim onda bunları kâğıda dökecek zengin bir alt yapı vardır.


Remide’nin Fenerbahçe Stadı ile ilgili yazdıkları da daha okurken insanı gülümseten cinstendi. Çok güzel kaleme alınmıştı. Yıllar önce Fransız bir Hocam vardı. Türkiye’de yaşadığı dönemde bizdeki aile yapısında dikkatini çeken bir konudan söz etmişti. Türk erkekleri başa çıkamayacakları konularda hanımları ön plâna çıkarıyorlar demişti. Bu olayda da bu sözler aklıma geldi.


Cem Polatoğlu’nun doğum günü ile ilgili yazdıkları da hüzün verici idi. Hepimiz zaman zaman aynı duyguları yaşarız. Belki de onun yazdıklarında biraz da kendimizi bulmuş  olduk.


Gelelim Gürcan Abisi’ne, o bu camdan yaşamımıza girdi. Günaydın diyerek güne iyi başlamamızı sağladı. Ruhumuzun gıdası ondandı. Kısa zamanda herkesin sevgisini kazandı. Harbi Gazete’nin sesi oldu. Gazetedeki en karizmatik resim de onunki oldu. ACL’nin Sezen Cumhur Önal’ı oldu. Reklam Müdürlüğüne gelince; bu işi çok iyi yapar. Bilgisayarımı açtığımda günlerce özlenen yazarımız geliyor yazısını okuduğumda kimden bahsettiğini ben de merak etmiştim. Remide burada, Aylin burada, Ahmet Sıtkı burada. Bu yazar kim diye düşünmüştüm.


Aylin hepimizi önüne kattı götürüyor. Edebiyat Hocalarımız yazdıklarımızı okusalar şaşırıp kalacaklar. Herkes yüreğinden geldiğince bir şeyler yazıyor. Okuyoruz ve okuduklarımızdan mutlu oluyoruz. Ahmet Sıtkı’nın söylediği gibi artık hepimiz aynı sınıfın öğrencileriyiz. Birlikte kocaman bir aile olduk. Cem’in kutup yıldızına bakması gerekmiyor. En fazla iki karış ötesinde bu camda kocaman bir ailesi var.


Bazen düşünüyorum. Arkadaşlar biz daha önceleri nerelerdeydik? Yoksa bu yaşlara geldiğimiz zaman mı yaşamın değerini anladık? Biliyorum ki burada yazılanları okuyan gençlerimiz de var. Onlara diyorum ki sizler bir araya gelmek için bizler kadar geç kalmayın. Gelin bizleri tanıyın bizlerde sizleri tanıyalım.

Sevgi ile kalın
Bilge Çakır' 67

Hiç yorum yok: