22 Ağustos 2011 Pazartesi

YAZI DİZİSİ : OTOMOBİLLER (5)

Şirkette çalıştığım yıllar boyunca sağ olsunlar; Patronlarım, günü geldi kendileri binmeyip,kullanmam için, verdikleri değişik arabalar sayesinde , çok çeşitli markalarda,tiplerde ve özelliklerde olanlarına binme fırsatım doğduğunu, kolay kolay kendime ait arabalar edinemediğimi daha önceki yazılarımda bahsetmiştim sanıyorum.Özellikle 1975 yılından sonra çoğunlukla İstanbul'dan temin ettiğimiz araç parkımızın sorumlusu da bendim.Yıllarca Kayıt tescilleri,bakımları,onarımlarını bu işe hevesli ve halen aynı firmada çalışan bir arkadaşımla yürütmeye çalıştık.O yıllarda Şirketimiz envanterindeki kule vinçleri,İstanbul Ataköy 4 kısım konutlarının inşaatlarında kullanılmak için montajını yapmak için geçici olarak İstanbul'da kalıyordum.Altımda,şantiyelerde kullandığımız,harap durumda 1971 (ilk modeller)  Murat 124 aracımız vardı.Bir sabah işçi arkadaşlar ile birlikte ( Benim ayarda 7 kişi) şantiyeye giriş yaptığımızda aracımızın yavaş çekim flim gibi dağılışını şaşkınlıkla izledik.Zavallı zaten biz almadan taksi olarak ta kullanılmış.Oracıkta ruhunu teslim etti..İş bitiminde Ankara'da hurdaya ayırmak için ,dönecek malzemelerin arasına attık..Hemen araba arayışına koyuldum..
Kısa bir araştırmadean sonra FENER RUM PATRİĞİ'ne ait  MAKAM ARABASI'nın Satılacağını öğrendim,Arabayı görmeye gittiğimde manzara aynen şöyle idi..Bahçedeki ahşap garaj olduğu gibi bir aracın üzerine çökmüş,enkaz arasında marka ve modeli belli olmayan siyah renkli PANZER MİSALİ bir araba zor da olsa fark ediliyor.Enkaz sağ tarafta yoğun olduğu için araç o yöne yatmış..Alıcı olarak gelenler bu araba ancak hurdacıya gider mantığı ile birer birer uzaklaşıyorlar..Aslında hurda olarak da değerlendirebilirim düşüncesindeyken; alıcı sıfatı ile yanlız kaldığımı anladım. O sırada beni içeriden çağırdılar,ilgili kişi Bu arabaya ait özellikleri sıralamaya başladı ; Bu aracın zırhlı olduğu için fabrikasında 375 HP  Benzinli motoru ile özel imal edilmiş 1955 MODEL CADİLLAC Yarı limuzin,olduğunu,Emsallerinde olmayan birçok Ekstra özellikler ilave edildiğini vs.anlattı.Sonunda Fiyat teklifini benden beklediklerini söyledi.Hiç ikiletmeden Kg bazında 1 TL fiyat teklifi yaptım.Hemen kabul etti.
Laf ağızdan çıkmıştı fazla üstelemedim.Çünkü o günlerde hurda demir 1,5 Tl civarında idi.Ertesi gün İşçi arkadaşlar ile gelip araç üzerindeki enkazı dikkatlice kaldırdık ,Niyetimiz en yakın kantara çekerek götürmek,kilosunu öğrenip,satış işlemini gerçekleştirmekti.Nihayet o muhteşem araba toz toprak içinde ve biraz sağa yatık duruşu ile karşımızdaydı.Anahtarla kapıyı açıp daha temiz olan şoför koltuğuna oturunca korkarak marşa bastım ,inanırmısınız ilk marşta kükreyerek çalıştı,375 HP lik motorun rölantide bile sesi ile doyumsuz bir haz verdi,o anda arabayı almaya karar verdim.Araba bana adeta kendisini anlatıyordu.Görevliyi de yanıma alıp kantara giderken,Sağa yatma sebebini arka makaslarda, kırık ihtimali ile olur diye düşünüyordum.Araba kantarda tartılırken iki ŞOK birden yaşadım.Birincisi araç tam 3.800 Kg ağırlıkta idi,ikincisi Makasların uzun zaman yük altında kalarak düzleşen makasları yürürken meydana gelen esnemeler ile tekrar eski halini almış ve araba düz bir şekil'e gelmişti.Bu sevinçle bedelini ödeyip arabaya sahip oldum.Siyah fors direkli bu makam arabası ile İstanbul Trafiğinde, polisler dahil herkes yol veriyordu.Canavarı Kısıtlı fakat BEKAR MAAŞI ve birkaç boya rötuşu ile yaklaşık 5 yıl hiç ara vermeden kullandım.Çok rahat ve sarsıntısız bir araçtı,Benim uzun yıllardır, bağlarımın kopmadığı bazı ACL mensubu arkadaşlarım da bu araba ile gezme ve kullanma zevkine eriştiler.Hani derler ya '' Bir fincan kahveyi dizine koy,KONYA'ya git gel bir damlası dökülmez '' aynen öyle süspansiyona sahipti.1955 yılında yapılmış nikelajları pırıl pırıldı.otomatik olarak fotosel ile çalışan sellektörüne,çok fonksiyonlo koltuk ayar motorlarına,  bu günün arabalarında bile rastlamıyorum.Arka koltukta bacak bacak üstüne atsanız ayağınız ön koltuğa değmezdi.Kurşun geçirmez camları ile Tam bir Mafya arabası gibiydi. O yıllarda  Hatırlayacağınız benzin kıtlığında yürütebilmek için hayli zorlandım.Sonunda Kapımı aşındıran, Beyrut'lu Bir Antikacıya aldığım değerinin çok üstünde sattım.Onu en son konteynere sokarlarken gördüğümü hatırlıyorum...Sizleri sıkmıyorsa daha çok anlatılacak anı ve araba var..Tenkitlerinizi bildirirseniz memnun olurum..

Sevgiler
AHMET SITKI ÖZSANCAK
Ankara Cumhuriyet Lisesi

Hiç yorum yok: