2 Ağustos 2011 Salı

HOMEROS - 2

Büyükşehir Belediye Başkanımız Aziz Kocaoğlu, Homeros yazımla ilgili olarak beni aradı.
Hücrelerine ve iliklerine kadar tarih dolu olan bir kentte, Homeros da gün ışığına çıkmayı bekleyen onlarca değerden birisidir diye düşünebilirdi. Öyle yapmadı. Çok ilgi gösterdi.

Eminim programında nice büyük projeleri vardır.. İzmir’i ters yüz edip, neredeyse Büyük İskender’in, gölgesinde uyuduğu ağacın köklerini bulacağı ölçekte hem de !*
Ama onun, her şeyden önce dünya duvarına asılacak olan büyük fotoğrafı görmesi ve buna öncelik vermeyi düşünmesi beni çok etkiledi.
Bu nedenle yazıma ve fikirlerime değer verip beni aramasına çok sevindiğimi belirtmeliyim.
Mesleğimin bana kazandırdığı hayal gücümün, tarihi değerlerle olan bağımın da farkında olduğunu fark ettirdi bana. Her ne alanda olursa olsun dinlemek ve karşısındakine değerli olduğunu hissettirmek ayrıcalıklı özelliklerdir, pek sıklıkla rastlanmaz.
Kendisi, dünyanın ilgisini toplamanın ve İzmir’i tüm Ege’nin ve hatta Akdeniz’in çekim alanı haline getirmenin formülünü kafasında tescillemiş bir kere.

O da benim ve daha bir çokları gibi İzmir’i görkemli ve şanına yakışır bir simge ile tanıtmanın önemine inanıyor. Homeros vadisinin en dikkate aldığı ve en değer verdiği projelerden biri olmasından yola çıkarak, vadinin gelişimi ve bu konudaki düşünceleri hakkında detaylı bilgi almamı sağladı. Uluslararası bir amblem yarışması açılması fikrime çok sıcak baktığını , özellikle de İzmir gibi çağdaş bir kentin sesini, bir sanat etkinliği ile duyurması dileğime kesinlikle katıldığını belirtti.

Ekibi ile birlikte Homeros mağaralarına gitmek ve yerinde incelemeler yapmak üzere beni davet edeceğini de sözlerine ekledi.
…………………
Bir tarihte Bedrettin Dalan ‘Haliç’i gözlerimin renginde yapacağım’ demişti. Gözleri enfes bir deniz mavisi rengindeydi. Herkes kirli Haliç’i o renkte hayalinde canlandırınca da bu sözlerinin etkisi büyük oldu. İnsanlar, cümlenin özündeki estetiğin ve güzelliğin yanı sıra verilen söze, duyulan inanca, gösterilen kararlılığa gönül verdiler..
Bu hoşluktan yola çıkarak, İzmir’in Kent İmajının oluşturulmasına da Aziz başkanın yakışıklılığında bir proje yakışır diye düşünüyorum.
Öncesinde ve sonrasında….
İzmir’e bu güne kadar her ne yapılmışsa ve her ne yapılacaksa, hiç birinin sedası KENT SİMGESİni bir mühür gibi dünyanın böğrüne vurmak kadar etkili olmayacaktır.
………………….
Evimin penceresinden her sabah saray ihtişamındaki yolcu gemilerinin körfeze girişini seyrederim. Bembeyaz bir kuğu gibi süzülerler.. İçindeki insanların telaşı gözümde canlanır. Büyük Alexander’ın (Büyük İskender) kurduğu, toprağının her katmanında başka medeniyetlerin izlerinin olduğu inci gibi bir kenti görmek için güvertede koşuştuklarını duyar gibi olurum.
Bir sabah İzmir’e uyandıklarında, Türkuaz renkli körfezin kıskacına takılıp tarihin içine doğru çekilirken onları tepelerden Homeros’ûn karşılamasını isterim.
Bir elinde asası ile Milat’ın çok öncelerinden çıkıp gelmiş gibi…Kent halkına ve tüm dünyaya dizelerini okurmuş gibi.. Ev sahibi gibi..
<>
Son söz hiçbir zaman
söylenmemiştir...
Son damla yaş
düşmemiş...
Son bulmamıştır
ayrılıklar...
Son değildir hiçbir
kavuşma...
Ölüm son öpücüğünü
kondurmadığında...

HOMEROS
* Efsaneye göre, M,Ö 333 de Büyük İskender, Kadifekale’nin bulunduğu Pagos ormanlarında avlanırken bir ara ulu bir çınarın altında uykuya dalar. Rüyasında gördüğü tanrılar ona, uyuduğu tepenin eteklerinde yeni bir kent kurmasını ve Eski İzmir kentinin halkını oraya yerleştirmesini söyler. Kent böylece kurulur.

Remide Arsan
Ankara Cumhuriyet Lisesi

1 yorum:

Halit Oner dedi ki...

Remide hanım, sonradan İzmirli olduğunuzu biliyorum.Güzel İzmirin birçok güzelliklerini ve özelliklerini içinde yaşayanlar farkedemeyebilirler.Durumu kanıksamışlar,hasbel kader yaşayıp gidiyorlardı bence.Siz iyi bir gözlemci,çevresine duyarlı,boşvermişçi hiç olmayan yapınızla,çok önemli bir konuya el attınız.
Yılmadan üstüne gidip köşenizde bu konuyu lütfen işlemeye devam etmenizi rica ediyoruz.
Saygılarımızla