25 Ağustos 2011 Perşembe

İLGİNÇ RASLANTI

Kıymetli Arkadaşlarım.Güzel bir tatil gününde hepinize mutluluklar esenlikler gönderiyorum..Bu gün sizlere bir müddet evvel yaşadığım, ilginç olduğu kadar hoş ve ender rastlanabilecek; Yaşadığım bir olayı nakletmeye çalışacağım.

Emekli olmadan çalıştığım iş yerinde yaptığım bütün otobüs yolculuklarını; Gündüz iş saatlerini değerlendirebilmek için,gece yapmayı alışkanlık haline getirmiştim.Ertesi gün dinç ve dinlenmiş olarak işe başlayabilmek için,hala ;Bindiğim araç hareket etmeden uykuya dalıp,varış noktasında,evdeki yatağımdan yeni kalkmış gibi inmek, huyuna sahibim.Gerçi gece yolculuklarının pek güvenli olmadığı inancı yaygındır ama,yıllarca otobüsleri de kullanma tecrübem olduğundan; Şoför uykusuz ve yorgun değilse , sürücüye sağladığı avantajlar nedeni ile gece yolculuğunu tavsiye ederim.Elbette ki firma seçimi de çok önemlidir.
 
Geçtiğimiz Şubat ayında İstanbul'a yaptığım böyle bir gece seyahatinde de bu alışkanlığımı bozmayıp,araç daha AŞTİ terminalinden ayrılmadan,pencere kenarındaki koltuğumda,oldukça derin bir uykuya dalmışım.Aracın Ümitköy'deki terminalinden bir kaç yolcu aldığını, hatta,uykumun arasında bunlardan birisinin yanıma oturduğunu hatırlar gibiydim..Yolculuk esnasında trans seviyesinde uyuduğum bir gerçektir ancak yanımdaki zat çok kibar bir şekilde kucağına kadar düşen başımı birkaç defa düzeltmek inceliğinde bulundu galiba.. Mola esnasında; Otobüsün beni ninni gibi uyutan motor sesinin kesilmesi ile herkes indikten bir müddet sonra , kendime gelip isteksiz bir şekilde lavaboya doğru yöneldim.Orada gözüm ister istemez hemen yanımdaki adamın aynadan yansıyan yüzünün görüntüsüne takıldı..Hala yarı uyku sersemi olduğumdan,bir an hayal gördüğümü sandım..Gözlerime inanamıyordum...İşte o büyük insan MUSTAFA KEMAL ATATÜRK yanımda duruyordu..Önce ATATÜRK dizisi falan çekiyorlar diye düşünmeye çalıştım. Hayal dünyasında olmadığımı anlamakta gecikmedim,zira etraftaki diğer kişiler de hayretle ona bakıyor,konuşmak için yanına sokuluyor hatta cep telefonları ile birkaç poz fotoğraf çekmeye çalışıyorlardı..Acele ile yüzümü yıkayıp iyice kendime gelene kadar kalabalık artmaya başladı,Az sonra çay içilen yerde, gecenin o saatinde, yolculuk yapan diğer insanlarla birlikte, bütün mola yeri personeli,bulaşıkçı'sına kadar tam kadro işi bırakarak onun etrafında toplanmıştı,sesini duyabilmek,ona dokunabilmek, elini sıkmak,onun soluduğu havayı teneffüs etmek,kokusunu duyabilmek için büyük bir çaba gösteriyorlardı.Ona hayranlıkla ve sessizce bakanların da, ne duygular içinde olduklarını çok iyi algılamıştım.Onun varlığına şiddetle ihtiyaçları vardı.Özlemini,hasretini her zaman çekeceklerini biliyorlardı. Aslında onun Gerçek ATATÜRK olmadığını biliyor, ancak ismini koyamadıkları,önüne geçemedikleri ATAYA ÖZLEM duyguları ile ULU ÖNDERİMİZE olan saygılarını, sevgilerini türlü şekillerde ifade etmek istiyorlardı.Bir anda gelişen bu görüntüler karşısında , şaşkınlığımdan kurtulamadım..Bir müddet sonra bizim aracın yolcularını çağıran anons yapılınca da bu güzel rüya sona erdi diyerek yerime geçtim.
 
 
Yerime oturur oturmaz ikinci şok'u yaşadım.Zira mola'ya kadar olan yolda başımı omuzuna yaslayarak geldiğim kişi ;Sevgili ATAMIZIN ikiz kardeşi kadar benzeri olan,ses tonuna kadar ona benzeyen; Sayın GÖKSEL KAYA imiş.İnsanlar ile çabuk tanışır ve kaynaşırım,fakat bu benzerlik karşısında kelimeler boğazıma düğümlendi.Göksel bey kendisini tanıttıktan sonra konuşmaya başladık, bütün yolcuların ara sıra oturdukları koltuklardan geriye dönüp bize bakarak, benim ne kadar şanslı bir yolcu olduğumu düşündüklerini,benim koltuğuma oturmayı arzu ettiklerini hissediyorum.
Tahmin edersiniz ki bu kadar şokun ardından uyku falan kalmadı,samimiyetimiz arttı,yolun kalan kısmını hep konuşarak geçirdik.İzmirde bir güvenlik şirketi kurucusu olduğunu,İş için Ankara'dan İstanbul'a gittiğini,çok sık seyahat ettiğini,etrafında toplananların ilgisine alışık olduğunu,kendisine gösterilen sevgi ve saygının aslında ATAMIZA karşı olan duygularımız olduğunu biliyor.Bu da ona sonsuz mutluluk veriyor.Keşke onun tırnağı kadar olabilsem diyebilecek kadar da alçak gönüllü..ATAMIZ yeni nesile tanıtabilmek için; Onunla ilgili her türlü çalışmaya severek katılacağını beyan etti...
 
 
İstanbula geldiğimizde,sanki kırk yıllık dostumdan ayrılıyor gibi hüzünlenmiştim.El sıkışarak ayrıldık,Şansın bu kadarına inanmak güç ama, hala o gün sayısal oynamadığıma ve beraber fotoğraf çektirmediğime pişmanım.İnşallah tekrar karşılaşmak kısmet olur.Bakarsınız belki sizler de herhangi bir yerde onunla karşılaşırsınız.ULU ÖNDERİMİZİN benzerinin bile yakınında olmanın verdiği o anlatılamaz ve güzel duyguları sizler de yaşayın istiyorum..
 
Ahmet Sıtkı Özsancak
Ankara Cumhuriyet Lisesi

Hiç yorum yok: