9 Ocak 2012 Pazartesi

AFGANİSTAN NOTLARI - 1

Kıymetli arkadaşlarım ; Sevgili Gürcan Abisine de bu gün yazdığım gibi,ben Kasım ayında Türkiye'de bulunduğum sıralarda Afganistandaki tek sağlıklı iletişim aracım ve akıl defterim olan bilgisayarım, maalesef şantiyedeki ofisimden ''kalk gidelim'' olmuş. Hiç kimsenin işine yaramayacak,boş zamanlarımda hazırladığım, rezerve yazılar,anılar,kısa notlar,fotoğraflar da beraberinde gidince sizlerle olan irtibatım da kesilmişti.Nato üssü dışına çıkmak ve Kandahar'dan temin etmek güç olduğu için,buradaki imkanlarla ancak Noel nedeni ile çeşitlenen PX mağazalarından birinden,temin edebildiğim Q klavye cihazla,kullanımı zor da olsa sizlere ulaşabileceğim artık...Madem ki bir müddet,bir şekilde bu ülkedeki,şartlarla iç içe taahhüdümüz altındaki işi bitirmeye çalışıyoruz,o halde; Yazılarımda,neredeyse tamamının buraları hiç görmemiş olduğuna inandığım ACL'li arkadaşlarıma,bilgi olur düşüncesi ile ve kendime has gırgır,zaman zaman da bu günlerde bazıları tarafından başarı ile kullanılan argo terimler eşliğindeki üslubumla anlatmayı düşünmekteyim.Beni okumak lütfunda bulunan, ben yaşlardaki okul arkadaşlarım olduğunu bildiğim sizlerin, anlayış göstereceğinize inanıyorum,Yazılarımda ;Buradaki kuralları ve imkanları zorlamayacak kadar yorumlarımı,bilgilerimi ve buranın yerlisi,yabancısı halklarla olan,ilişkilerimizi,sosyal yaşantımızdan kesitleri, görüntülerimi,herhangi bir ön yargıya imkan vermeyecek şekilde iletmeye çalışacağım.Yazılarımı bu şekilde değerlendireceğinizi umarım...
 

Aslında yaşım, bu kadar uzaktaki zorlu imalat işleri ve heyecanlar için ileri olmasına karşın,belki de eski bir savaş zamanı askeri olmam, askerce yetişmiş bir asker çocuğu olmam gibi nedenlerle bu tip bir ortamlara hiç zorlanmadan adapte olabiliyorum.İş yaptığımız bölgedeki tehlikeler, bizim bu günlerdeki G.doğudan hatta öğrencilik yıllarımızdaki,her türlü siyasi çatışmalara sahne olan Kızılay veya Taksim meydanlarının sahip olduğu risk'ten farklı değil....Hayatta hiçbir zaman körü körüne kaderciliğin savunmasını yapmadım ama ;( Bayan arkadaşlarımdan özür dileyerek) Meşhur deyişlerle ifade edecek olursak '' Eğer ''Bahtsız Deve'' Sahra Çölünde; Kutup ayısı ile olan gayr-ı meşru ilişkisi esnasında '' Düz..mek ve Büzülmek arasındaki ince farkı kavrayıp avantajlı olanı olarak kullanabilseydi; Belki de ;O andan itibaren Eskimolar tarafindan İDOL olarak seçilir,hatta develer, Kutup ayılarının yerine COCA-COLA reklamına bile çıkardı. Yani demem odur ki; Memleketimizde iken bize; Gelin beyler bizim hısım akrabanın yapmak istemediği taahhüt işleri var,Sizlere bıraksak yaparmısınız ? mı dediler.Ayrıca biraz getirisi az ama, diyeti olan vergisi de peşin olmak şartı ile ve inşallah bedeli sizler toprağa düştüğünüz günlerde varislerinize kesintili olarak ödenmesi düşünülen işleri alın, biz zaten onları daha sonra YABANCILARA rahatça satmayıp ülkemizde muhafaza ederiz mi dediler ?... Erkeklerin fiziksel acısını bildikleri bu gibi DİKİNE TRAŞ seneryolarına kanmayıp,kendilerinden yaşça büyük olmamıza rağmen Kıyak Emeklilik gibi bir güvenceyi asla hayal edemeyeceğimiz '' BU YAŞA GELMİŞ EMEKLİLER'' olduğumuz halde; Trişkadan maazeretlerin ardına saklanmadan, harbiden buralara geldik ve inançlarımıza,vücut kimyamıza uygun olmayan topraklarda çocuklarımızın,yolumuzu gözleyen yakınlarımızın, gelecekleri için ter dökmeye devam ediyoruz.Ben ve benim gibi düşünen birçok kariyer sahibi arkadaşım gibi; Belki de DEVE' nin başaramadığı İDOL'lük kavramının bilinci ile birşeyler yapmaya gelenler, kısa zamanda; Akraba-i Taallukatın Zaten yıllardır buraların da posasını çıkardığını fark ettik.İNLEYEN NAMELER'in Dozajı biraz daha kaçarsa,her an '' Bir çuval incirin'' başına gelenlere ortak olma ihtimalimiz yüksektir o nedenle ilk günden konuya balıklama dalarsam çok yakında soluğu yanınızda alma risk'im var.Her şeye yazık olur ..Burada kullandığımız araçları,doğa resimleri ve ekmeğimizi pişirdiğimiz tandırın fotoğraflarını göndermeye çalışıyorum.Çünkü zamanında hayli modern bir yaşama,kültüre sahiplik yapmış bu ülkede ''Nimet'' olarak bildiğimiz ekmeğin yapılmasını,''Çatal kaşık kullanmak'' gibi unuttuklarından,kendimiz yapıyoruz. İnşallah büyük resim formatı ile gelmiyordur gelirse çaresine bakarsınız herhalde yeni bilgisayara alışamadım.Tarzım sizleri rahatsız etmiyorsa yazmaya devam edeceğimi sanıyorum.Çünkü burada yazı yazmak ihtiyacı, konuları sizlerle paylaşmak ihtiyacı daha ağır basıyor...
 

Daha keyifli konularda tekrar buluşmak üzere şimdilik hoşça kalın. Sizlerden 2.5 saat önceyi yaşıyoruz ve şu anda burada saat 2.45 sabah 6.00 da çalışmaya başlıyacağız.Yeni yılın Tüm ACL mensubu Hocalarıma,Arkadaşlarıma ve ailelerine Sağlık,mutluluk,hayırlar getirmesi temennisiyle hepinizi kucaklıyorum.. Sevgiler ve tekrar hoşça kalın.
 
AHMET SITKI ÖZSANCAK 6 ED.A 1974


Hiç yorum yok: