
Baba;" buyur ağabey sen de ye" dedi. Erzurum'dan geliyorlarmış, İnegöl'e düğüne davetlilermiş. Çocukların gözleri babalarının kanatları altında yepyeni bir dünya keşfetmenin heyecanıyla ışıl ışıl parlıyor, baba ise çocuklarına özenle hazırladığı sofranın gururuyla çocuklarını izliyordu. Kıza; "sen okula gitmedin bugün demek!" dedim" Neşeyle, "ama öğretmen'den izin aldık" dedi. Cennet sofrasına benzettikleri tabladan bir üzüm tanesi aldım, "sofranız bereketli olsun" deyip ayrılırken elinde birkaç gazoz şişesiyle bir erkek çocuk usulca arkamdan gelip aralarına ilişti. Yüzünde kendisini merakla bekleyen kardeşlerine ilk kez bindiği trenden inip, karşı büfeden gazoz alıp gelmeyi başaran muzaffer bir komutanın ifadesi vardı.
Yepyeni bir dünyayı görmeyi heyecanla bekleyen çocukların sevinci, bir şeyleri becerebilme cesaretinin verdiği kendine güven,
Çocuklarının karnını doyurup, onları yeni dünyalarla tanıştırma görevini başarıyla yerine getiren bir babanın gururu...
Her birinin küçücük dünyaları onları mutlu etmeye yetmiş de artmıştı.
Siz hiç mutluluğu gördünüz mü?
Hem de bir vagon dolusu... İnegöl'e gidiyordu.
Ben gördüm!
Yaşar Cengiz Çınar
Ankara Cumhuriyet Lisesi
3 yorum:
bir vagon dolusu sevgiler benden size.. çok guzel bir yazı olmuş.. ve aramıza hoşgeldiniz..
AKS
Sevgili okuldaşım,
Bir demiryolcu çocuğu,eski bir demiryolları çalışanı ve bir demiryolcu eşi olmam nediniyle,anlattığınıza benzer tabloları çok gördüm.Bazen mutlulukların bazende mutsuzlukların ,vagon vagon taşındıklarına çok şahit oldum.
Bu güzel anlatımınızla beni çooook gerilere aldınız götürdünüz.
Ellerinize,kaleminize sağlık.
Halit Öner
Çok severek okudum. katkılarınız, paylaşımınızın devamlı olmasını dilerim.
Remide Arsan
Yorum Gönder