17 Kasım 2011 Perşembe

EN ÇOK ŞÖHRET YETİŞTİREN EFSANE OKUL

Bazı okullar özeldir.

Hayır.. Paralı anlamında değil. Statü anlamında da değil..

Cafcaflı ismi olanlar hiç değil.

Özel…Yani sıradan gibi görünen sıradışılık anlamında.

Kök anlamında… Ve verdiği köklü eğitim anlamında.

İnsan olma notunun da sınav notu kadar önemsenmesi anlamında.




Öğrencileri arasında sevgiyi yeşertme anlamında.

Burası, Cumhuriyetin ilanından sonra Türkiye’de Cumhuriyet adını alan ilk Lise.


Cumhuriyet’ine yürekten bağlı öğretmenlerin; hücrelerine kadar Atatürk sevgisi ekerek öğrenciler yetiştirdikleri bir Mahalle Mektebi.


Bahçelievler’in o romantik ve ağaçlıklı sokaklarının birinde, Figaro Patanesi ve Renkli Sinema ile çevrelenmiş, çatlak camlı kırık sıralı sınıflarında seksen-doksan kişinin güle oynaya ders yaptığı irfan yuvası..

Yamalı çatısından şıp şıp yağmur suları akarken, paltoyla ders yapılan teneke sınıflarında çelik gibi nice bilim adamları, bakanlar, valiler, generaller, sanatçılar yetiştirmiş olan Ankara’nın efsanevi okulu:


Ankara Bahçelievler Cumhuriyet Lisesi.

Nedir bu okulu özel yapan?

Bir kere öğrencilerinin yüzde doksan beşi yüksek eğitimli.

İkincisi bu öğrenciler Bahçeli’nin kesitini oluşturan benzer standartta ve eğitimdeki memur ailelerden geldiği için, neredeyse birbirinin aynı görgüyü ve aile terbiyesini almışlar. Hatta harçlıkları bile neredeyse eşit olmuş; bir simit-gazozluk.

Her birisi bir Cumhuriyet kadını tarafından yetiştirilmiş, özlerinde demokrasi, ruhlarında Ata’ları var. Tornadan çıkmış gibiler. Hem okul hem de mahalle arkadaşı onlar.. Birçoğu üniversitede de aynı çatıyı ve mesleği paylaşmış. Bağları o nedenle çok sıkı.


Bu öğrenciler dünyada bir ilke imza atmışlar. 30-35 yıldır her ayın ilk Pazar günü senkronize şekilde Ankara- İstanbul-İzmir’de düzenledikleri kahvaltılarda buluşmakta ve şehirlerarası bağlantı da kurarak hasret gidermekteler. Öğretmenlerini de aralarına almışlar, dünyaya kardeşlik- arkadaşlık ve vefa örneği göstermekteler.


Ankara Cumhuriyet Liselilerin en önemli özellikleri ve gururları ise Türkiye’de en fazla sanatçı ve şöhret yetiştiren okul olma unvanını hala koruyor olmaları.

Bir göz gezdirdiğinizde pek çok tanıdık görülüyor:

TİYATRO / SAHNE SANATLARINDAN

Çetin Tekindor, Selçuk Yöntem, Ayten Uncuoğlu, Meral Okay, Emin Olcay, Köksal Engür, Yücel Erten, Nejat Arseven, Fuat Çiğiltepe, Işık Taşer, Lemi Bilgin, Yıldo /Aydoğan Ergezer,


SES SANATÇILARINDAN:

Hülya Avşar, Osman Yağmurdereli, Kayahan, Aydın Tansel, Selçuk Ural


SİYASİLERDEN:

Zafer Çağlayan, Mehmet Ağar, Mehmet Tomanbay, Safter E. Gaydalı, Gönül Saray

GAZETECİ / YAZAR:

Zülfü Livaneli, Hulki Cevizoğlu, Nurcan Akad, Yaşar Sökmensüer, Abdullah Gürgün
 

SANATÇILARDAN: Salih Memecan, Erol Atar,

GÜZELLİK KRALİÇELERİ: Jale Bayhan, Manolya Onur, Hülya Avşar

SPOR DÜNYASINDAN:


Abidin Aydoğdu, Işık Özışık, Caner Tarancı, Behzat Çınar
Neşe Çetin, Rüya Karan, Zafer Çekirge, Afitap Acunsal
 

DİĞER: Prof. Üstün Dökmen, Prof. Ali Oto, Prof Fatih Hilmioğlu

Cumhuriyet Lisesliler, yılda bir kez de okullarının kuruluş yıldönümünde Ankara’da genel tören düzenliyorlar. Atatürk’ü ziyaret ederek kendileri gibi evlatlar ve torunlar yetiştirmeyi yaşam amacı haline getirdiklerini tekrarlıyorlar.

Darısı diğer okulların başına..

Remide Arsan

Hiç yorum yok: