13 Kasım 2011 Pazar

ANADOLU DOĞURUYOR DÜNYA TARİHİ DEĞİŞİYOR

TAŞ DEVRİNDE yapıldığı belirlenen tarihin en eski yapıtları Urfa’ya 15km mesafede Örencik Köyü yakınlarında Göbeklitepe’de ortaya çıkarıldı.
Bu devir, çanak çömleğin henüz yapılmadığı, yazının bilinmediği madenin keşfedilmediği en ilkel zaman dilimi olarak bilinirdi

İlk insanın mağaralarda yaşadığının varsayıldığı zamanlara ait,
T şeklindeki kolonlardan ve labirentlerden oluşan mükemmel bir mimari sistem ile karşılaşılması dünyada büyük şaşkınlık uyandırdı.

Dikilitaşlar 11.500 yaşında. Üzerlerindeki kabartma hayvan figürlerinin olağanüstü tekniğinin ve mükemmel ustalığın açıklanabilmesi ve herhangi bir örnekle benzeştirilmesi mümkün olmadı.
Henüz tekerlek icat edilmemişken, 15 tonluk taşların 300-500 metre öteden nasıl taşındığı ve 4- 5 metre yüksekliğindeki kolonların mono blok kayadan nasıl yapılabildiği hala tartışılıyor.
Bu teknolojinin beraberinde bir sosyalleşmeyi getirdiği ve bunun da belli bir iletişimi gerektirdiği çok açık.

Bu durumda, bilim adamları ‘pardon!’ demek ve Neolitik Çağ derslerine en baştan başlayarak çalışmak zorunda kalacaklar.Çünkü insanoğlunun uygarlık gelişim süreci bilgileri artık tarihe karıştı.
Ya da Göbeklitepe ‘tarihi karıştırdı’ demek daha yerinde olacak.
…………….

Göbeklitepe, ‘Dinin Doğuşu’ başlığı ile National Geographic’e kapak oldu. Der Speigel dergisi, History Channel, New York Times, Newsweek de bu taş devri mimarisini tüm dünya gündemine taşıdı.

Bu güne kadar, tarihin en eski yapıtları olarak;

Malta monolitikleri M.Ö 3600
Stonehedge M.Ö 3000-
Piramitler M.Ö 2650
İnka Machi Pichu M.S 1450
bilinirdi.

Göbeklitepe yerleşkesinin (M.Ö 9600) Gize'deki Keops piramitinden 7000 yıl önce inşa edilmiş olduğu kesinlik kazandı.

Göbeklitepe'yi kazan arkeolog Klaus Schmidt bu alanı tapınaklar tepesi olarak açıklasa da; insanlığın henüz yerleşik düzene geçmesinden ve din olgusuyla tanışmasından çok önce yapılmış olan bir yapının tapınak olma ihtimaline kuşku ile yaklaşanlar var.

Der Spiegel’in yapmış olduğu 'Adem'in yaşadığı yer' ve ‘Gizli Cennet’ tanımları gerçekçi bulunmuyor.
Dönemlerden Taş Devri... Takvimler M.Ö 9600 ü gösterirken,

Harran Ovasında kendilerine özgü medeniyetleriyle Fred Çakmaktaş’lar, Yabaduba duuuuu sesleriyle yaşamış olabilirler mi?
…………….
Şu anda paha biçilemeyecek bir hazinenin üzerinde oturuyoruz.

Şu anda Anadolu, hiç olmadığı kadar zengin, hiç olmadığı kadar bereketli.

Ülkemiz çok önemli bir doğum sürecinde. Bu doğumu kolaylaştıracak her olanağın sağlanması için yetkililer ilgili birimlerini hızla harekete geçirmelidir. Konusunda uzman kişilerin çalışmalara katılması, sivil toplum kuruluşlarının devreye girmesi, sadece bölgede değil, Türkiye’deki tüm duyarlı insanların ve özellikle üniversite gençlerinin gönüllü hizmet vermesi hayati önemdedir. Bu proje ülkemizin geleceğidir.

Aldığım son bilgilerle Göbeklitepe güncesi şöyle:

Kazı Arkeolog Klaus Schimidt başkanlığında bir Alman Ekip tarafından başarıyla devam ediyor.
Çok kısa süre içinde büyük ölçekte turist akınına uğrayacağı bilinen bölgenin, yolu bozuk, ulaşım zor.
W.C, büfe, danışma, dinlenme alanı, hediyelik eşya kitap satış dükkanı, teşhir salonu gibi, turist ve araştırmacılara yönelik hizmet üniteleri bulunmuyor.

Plato sit alanı olmasına rağmen, arabalar kazı alanına(üstüne) park ediyor.

Kazı alanına yaklaşım, antik kente giriş, gezi yolları dağılım projesi Ankara’da bekliyor.

Gişe yapılmadığı için Kültür Bakanlığı bekçi atayamıyor.

Koskoca alanı üç tane köylü vatandaşımız koruyor. Onların maaşlarını da Alman’lar ödüyor.
Taşınabilir bir heykel çalınmış.

Neolitik bulgularla ilgili olarak hazırlanan İngilizce kitap, finansman zorluğu nedeniyle basılamıyor.
Hazırlanan diğer 3 kitap için de ayrıca sponsor aranıyor. Kitapların tüm dünyadaki müzelere ve üniversitelere ücretsiz dağıtılması için yardım bekleniyor.

Remide Arsan

Hiç yorum yok: