29 Haziran 2011 Çarşamba

BİR TUTAM SAÇ

Seçimler bitti. Herkes kendince görevini yaptı. Bizler öncelikle oy kullanmayanları ayıpladık, tatil programlarını değiştirmek  zahmetine katlanmayanalara kızdık söylendik  veryansın ettik. Sonra da AKP ye oy verenlerin dışındaki kişileri onurlu ve vatansever ilan ettik. Bu arada onur kelimesinin anlamını pek çok bakımdan unuttuğumuz için kavram kargaşasına da düşenlerimiz oldu. Kimileri işi küfürlere kadar vardırdı. Kendi düşünce kalitesine, donanımına ve siyasi bakış açısının doğruluğuna kendini kaptırmış olan çoğunluğun kesitleri ise değişmedi. Çok vakur ve kendilerinden emin bir şekilde yollarına aynı çizgide devam ettiler, etmekteler. Onların kendilerine yükledikleri misyon, öğretmeye ve yol göstermeye devam etmek.. Misyon harika, yükleniş amacı ve biçimi olağanüstü değerli ama ne yazık ki sıfır fayda getirecek bir yöntem uygulanmakta.. Çünkü bunlar bizim oturan bilgelerimiz.. Bu donanımlı grup en büyük umudumuz, en ağır toplarımız, en değerli kozlarımız en büyük yanılgımız, en büyük suçumuz ve suçlularımız.. Bu bilgelerin oranını ne yazık ki bilmiyorum, tahmin de edemiyorum ve öğrenmekten de korkuyorum.

Seçim öncesi devlete ve sisteme kızgındık seçim sonrası da her kesimden vatandaşa ve kendimize kızgın olduk. Ama o kadar işte.. Herkes hemen tatil telaşına düştü, hiçbir şey olmamış gibi  hayatına bıraktığı yerden devam etti. Bir çoğumuz kendisini denizin soğuk sularına bıraktı bile.. Bayram için yurtiçi ve yurtdışı turlar doldu, yazlıklar kiralandı, okey masaları hazırlandı. Rakı- balık sofralarında seçimler ve bol bol da siyaset konuşulacak. Mangallardan bir taraftan kebap kokuları yayılırken, diğer taraftan da biriken küller  her yere uçuşacak. Büyük büyük akıllı, büyük büyük görüşlü adamlar hem tatil yapacaklar hem de  büyük büyük laflarla, çok yararlı  kritiklerini  belirtecekler. Olacağı buydu diyecekler. Geleceği belliydi diyecekler. Ben biliyordum diyecekler  ve sadece onların bildiği (!) bu detayları  ve yapılan hataları bir bir anlatacaklar. Bu sohbete taraf olan komşu yazlıkçılar da  çatallarını  zeytinyağlı barbunyaya daldırırken, günde kaç gazete okuduklarından ve  kendileri tarafından üretilmemiş olan hangi fikirlerin altına imzalarını attıklarından bahsedecekler.. Şöyle şezlonglarında kaykılarak, marka şortlarından fırlayan göbeklerini kaşıyarak  kültür düzeylerinin ışıltısını sergileyen cümlelerini çocuklarının hayran bakışları arasında  yaz boyunca tekrar tekrar dile getirerecekler.  Seçimleri ve siyaset bilgilerini yaz akşamlarına meze yapacaklar.


Bizler nasıl olduysa, özdeki hatalarını irdelemeyi bilmeyen, üzüntüsünü satıhta yaşayan aydınlar olduk. Oysa   gerçek sızı derinde olan, derinden yaşanandır.  O öylesine bir ateştir ki; bir daha asla, hiç bir koşulda böyle  bir acıyı yaşamamak için ant içilir,  söz verilir, her şeyden el etek çekilir ve   adanılır.  Büyük amaçlara böyle ulaşılır, yenilgilerden de böyle silkinilir. İlkokul sıralarından itibaren ilk aşılanan öğreti,  başarı için hedefe   kilitlenmenin ve 'başaracağım' demenin önemidir. Bu konu neredeyse, her Türk öğrencinin kompozisyon sınavının mühürü olmuştur.  Biz, yenilgiyi içimize sindirmemeye , yetersizliğimiz telafi etmeye, eksiklerimizi gidermeye koşullandırıldık.  Daha güçlü olarak yollara düşmek bizim kanımızdadır. En iyi bildiğimiz de  kesilen saçın  eskisinden daha gür çıkacağı buna karşın kesilen kolun yerine  gelmeyeceğidir. Böylece öğrendik.

Bir tutam  saçımız kesildi….

Remide Arsan
Ankara Cumhuriyet Lisesi

2 yorum:

***tasanart*** dedi ki...

Öncelikle biz cumhuriyet liselilerin bir yazar bloğunun olması beni çok mutlu etti.Ayline çok teşekkürler.Takibinizdeyim.''Daha güçlü olarak yollara düşmek bizim kanımızdadır.''Başarılarınızın devamını diliyorum.Sevgilerimle
Beyhan Tokatlı

Adsız dedi ki...

Çok teşekkürler beyhancım seninde katkılarını bekliyoruz sitemize
aks