22 Mayıs 2011 Pazar

HAYALDİ GERÇEK OLDU!


“Gelişmiş” olarak anılan toplum ve demokrasilerde; “devlet” denilen kurumun tüm organlarının tekamülü, yerleşmesi ve işlemeye başlaması, bir çok nesillere mal olmuştur. Fransa, İtalya, İsviçre örneklerinde olduğu gibi; hayli acılı yollar ve mücadelelerden geçildikten sonra, tüm kurumları ve gelenekleri ile çağdaş devlet yapısı, yüzlerce yılda kurulabilmiştir.
“Devlet” denilen kavram; yüzyılların süzgecinden geçmiş deneyimlerin, her platformda temsil edildiği ve insanın temel olarak alınarak yüceltildiği, bir hizmet kurumudur.

Ezilen, yedi düvelce yok edilmeye çalışılan Anadolu topraklarının evladı Atatürk’ün önderliğinde, Cumhuriyet’e geçişimizi; bugün tüm dünya, yüzyılın tarihini değiştiren bir Anadolu devrimi olarak niteliyor.
Tam da bir 19 Mayıs haftasında; Atatürk’ün açtığı bu kapıdan, köklü bir devlet yapısına geçip geçemediğimizi sorgulamamız gerekiyor.

Her on yılda bir gerçekleşen askeri darbelerin, serpilme döneminde olan demokrasimizi kökünden budamasını, “devlet”in kurutulması operasyonları olarak tanımlamamız çok mu yalnış olur?
“Devlet Baba” sıcacık kavramını el birliği ile yok eden, ihtillallere alkış tutan yazarlarımızın, siyasetçilerimizin bugün hala televizyon ekranlarında boy göstermesini ve raiting almasını nasıl izah edeceğiz?

Devlet Babayı her iktidar, “körün fili tarifi” gibi yapıştığı yere göre anlamayı tercih etti. Her iktidar kendi zenginlerini yaratma yarışında, sosyal gedikler açma becerisini, “hizmet” olarak tarifledi.
Yeni bir seçimin arifesinde, partilerin televizyon reklamları yarışı çok müthiş.

Hele AKP’ninkine bayılıyorum. “Hayaldi, gerçek oldu” sloganı ile yayımlanıyor.

Tarımda kendi kendine yeten 7 ülkeden birisi iken, Büşra Bebekin açlıktan öldüğü, kurbanlıklarımızı bile yurt dışından getirir hale geldik. Hayal bile olamayacakken, gerçek oldu.

5 dolar milyarderimiz varken, birdenbire uçuk paralar ortalarda dolaşmaya başladı ve her ne hikmetse vergi rekortmenleri sıralamasında görünmeyen, nur topu gibi 38 dolar milyarderimiz oldu. Rahmetli Menderes’in bile hayallerinin ötesine geçerek yeni dolar milyarderleri yarattık. Hayaldi, gerçek oldu.
Nüfusumuzun yarısından fazlası açlık sınırına getirildi. Hayaldi, gerçek oldu.

Kütahya’da içme suyuna karışan siyanür miktarının çok fazla olduğunu kanıtlayan çevre mühendisleri odasına, devletin valisi; “eskiden de böyleydi” diyerek cevap verdi. Radyasyonlu çay savunması halen belleklerdeyken, valilerimiz de siyanürlü suyu methetme yarışına girdiler. Hayaldi, gerçek oldu.

Apo denilen teröristin, koskoca ülkeyi ve devleti tehdit edeceğini rüyamızda görsek inanmazdık. Hayaldi, gerçek oldu.

Hapishanelere düşen insan sayımızdaki müthiş artış problemi, AKP iktidarının 49 yeni hapishane yaptırması ile çözüldü. Hayaldi, gerçek oldu.

Borçlarımız 500 milyar dolara dayandı, insanlarımızın banka borçları 170 kat arttı. Bu kadar borçlanma yapılabileceğini hayal bile edemezdik, gerçek oldu.

6o gazeteci cezaevinde, 2000’i yargılanır ve 4000’i hakkında soruşturma başlamışken, devletin bakanı “basın özgürlüğü konusunda ABD’den bile ileride olduğumuzu” söyleyiverdi. Bu kadar pişkinlik hayal edilemezdi, gerçek oldu.

Kız çocuklarını okutma savaşı vermek suç oldu. Türkan Saylan’ın kurduğu hastahane zarar ettiği gerekçesi ile kapatılıyor.

Sayfalarca sıralamak mümkün.

Hayallerimizin bile ötesine geçen ayıpların, gerçek olduğu bir süreçten geçiyoruz.

Bir 19 Mayıs haftasında, bari gençlerimizin hayallerini çalmasalar.

Geleceğe biraz umudumuz olabilse.

Hiç olmazsa “Bağımsız Türkiye, ulus devlet” devlet modeli hayal değil, gerçek olarak kalabilse.

Nereden, nereye?

Hayal bile edilemeyecekler, birer birer yıkılarak, gözlerimizin önünde Atatürk’ün mirasının parçalanışı gerçekleşiyor.
.
19 Mayıs 2011
Gönül Saray
Ankara Cumhuriyet Lisesi

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Bu güzel yazınızı bizlerle paylaştığınız için çok teşekkür ediyor başarılarınızın devamını diliyoruz
AKS'88