En çok da sağa dönüşlerde yayaya yol verdiğim için iltifat(!) gördüm ve durup beklediğim için sayısız küçük kaza atlattım. Bir keresinde de bir hemcinsim yarı beline kadar sarkıp ‘hıyar kadın’ diye bağırdığında bu kez güldüm. Aynadan baktım, o da gülüyor. Elimle yayayı gösterdim. O da eliye ‘pardon’ dedi. En kibar anım budur.
Ayrıca arabayı kullananın her daim işi önemli ve aceledir.
Yaya’nın öyle mi ? İşi acele olsa bir taksiye atlardı, yaya mı kalırdı?
Kısacası, bizde normal olmak anormalliktir.
Şaşılası olan, cümlenin tersten okunması halinin de ülkemizde geçerli olduğudur.
Anormallikler de tarafımızdan çok normal karşılanır:
Yaya geçitinde durdunuz. Yayaya yol verdiniz geçmesini beliyorsunuz.
Bundan sonra olanlar;
‘önden siz buyurun’, ‘yok siz’ ‘valla olmaz darılırım’ şeklindeki karşılıklı kibarlık yarışıdır.
‘Ya amca geçsenee’ ile devam eder.
‘ehh, sen bilirsin.. Vınnn’ ile sonuçlanır.
Bu, dünyada sadece Türk’e has bir durumdur. Anlatması çok kolay, anlaşılması ise imkansızdır. Bizim insanımız, hem çok kibar hem de çok kabadır. Hoşgörü yoktur ve de vardır. Hem saygılıyızdır hem de saygısız. Bizi tek anlayan ve anlatabilen kişi sevgili Aziz Nesin’di. O rahmetli de oran hatası yaptı.
***********
Alsancak’tan taksi dolmuşa bindik. Arkada 3 kadın, önde kibar görünüşlü bir bey var. Sürücü, kırmızı ışıkta durduktan hemen sonraki bir dönüş noktasında ‘yayaya yol ver’ tabelasını kaale almadı. Bir grup gariban yayanın arasına daldık. Birkaç kişi, neredeyse arabanın üzerindeler.. Yeşil ışığı gösterip söylendiler. Bizim sürücü daha fazlasıyla küfür ederek el kol hareketleri ile kavgaya hazırlandı. Sonunda yayaları yararak ve neredeyse üstlerinden geçerek yola koyulduk.
- Küfür etmeniz ayıp, arabada kadınlar var,’ dedim.
- Ama görmüyomusun abla.. diye itiraz etti.
- Hata sizin, yayaya yol vermek zorundasınız dedim.
- Ben kırmızıda durdum ya..
- Sen araba kullanıyor musun? diye sordu.
- Neredeyse senin yaşın kadar zamandır diye yanıtladım.
Sustu. İçinden söylendiği belli..
Ben şoföre hiç kızmadım. Adam bir kere cesur. Türkiye’nin en medeni kentine gelmiş yerleşmiş.
Adam gözüpek. Nedir, nasıldır diye tanımak gereği bile duymadan dalmış kentin bağrına..Üstelik özgüveni tavanı aşmış, ikinci katın tavanını bulmuş. Kendi kültürünü ve küfürünü de birlikte getirip tepe tepe kullanıyor.
İzmir bana uysun demiş ve de öyle olmuş!.
Oysa İzmir’in medeniyeti öğreten kent olma sorumluluğu var. Biz boşuna mı Gavur İzmir’ demekteyiz?
Arabada derin sessizlik..
Tepkisizlik.
Boşvercilik
Gölgesinden korkan İnsanlar sustu, …Medeniyet sustu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder