19 Aralık 2011 Pazartesi

EŞ Mİ, EŞYA MI ?

İngiltere’de bir hakim, gece parkta yürüyen genç bir kıza sözle tacizde bulunan kişiye tam 6 yıl 6 gün ceza vermiş.

Sormuşlar:

Bu ceza biraz fazlaca kaçmadı mı?’

Yanıt vermiş hakim:

Sözle sarkıntılığın cezası 6 gün.

6 yıl ise, genç bir kızın gece parkta yürüyebilme özgürlüğüne kast etmenin bedelidir.

                                            *******

Adamın biri.. diye başlayacağım; adam olanlara ayıp olacak. Kendini insan sanan birisi desem insana ve insanlığa ayıp.. 

Bir de utanmadan sanatçıyım demeye kalkışmaz mı?.

Sen.! Karım dediğin, sana yaren olmuş, önüne aş koymuş bir kadını, baba evinden döve döve alıp koyun gibi ellerini ayaklarını koli bandıyla bağlayıp, götürmeye kalkan..

Seni de bir kadın doğurmadı mı, elini öptüğün, gözünden nur aldığın?

Bir el olmadı mı başını okşayan?

Sana da birileri, bacı, yeğen akraba değil miydi?

Gömleğini ütüleyip, giymen için ayakkabını çevirmedi mi bir kadın?

Hiç aile çatısı görmedin mi, yuva bilmedin mi sen,

Kendine eş diye seçtiğin eşyayı, paketleyip götürdüğün yere evim demektesin?
Bu güne kadar nerede yaşadın da bir nebze sevgi ve bir ölçek saygı ekilemedi kalbine?
Hiç öğreten olmadı mı sana, gücü yetmeyene vuran elin sahibidir asıl güçsüz.

İkiniz bilirdiniz, senin zavallı zayıflıklarını yalnızca,

İki tokat patlatıp bir de ağzını bantladın mı konuşamaz sandın ya,

Dünya alem anladı şimdi eksiğin nedir, nerededir?


Üstelik aklın da yokmuş senin. Hiç olmamış.

Ahşabı, metali, camı, birbirine yapıştıran, tankla dahi sökemeyeceğin yapıştırıcılar var, var olmasına ama;

Bilmez misin ki,

Bir kadını bir erkeğe zamklayabileni çıkmadı henüz.. 

O istemezse tabii.

O isterse neler olur’u da senin gibiler bilmez.

Burası neresi dağ başı mı?

Orman mı?

Kanunu, düzeni, örfü, ayıbı, günahı bulunmayan Kaf’ın ardındaki topraklar mı?

Bu insan-sızların ve insaf-sızların hiç mi mahkemeden, hakimden cezadan korkusu, çekincesi, yok?

Sırf bu aldırmazlık için dahi bir ceza hak etmez mi insan kılıklılar?

                                          …………..

Kadına şiddet başlığı altında çeşitli suçlar işleyenlerin, İngiltere örneğindeki kadar olamasa dahi, bir şekilde en ağır cezalara çarptırılmalarını, özellikle yaşama hakkına kast edenlerin toleranssız yargılanmalarını talep etmekte ve beklemekteyim.


Topluma kazandırılabilecek olanlar için eğitim/ terbiye amaçlı cezalar oluşturulduğuna, çözümler konusunda da gözle görünen adımlar atıldığına inanmak ve bir umuda dayanmak istemekteyim.

Tüm kadınlarımız ve yanısıra insan haklarına saygılı bunca çağdaş erkeğimiz bir avuç kalitesizin toplumumuzu bozmasına, kokuşturmasına izin vermemeli.. Veremez.


Ben kendim, hangi siyasi, sosyal, sivil çatı altında olursa olsun, her türlü sorumluluğu seve seve yükleneceğimi ve nerede olursa olsun koşa koşa gideceğimi; bunun için verilecek her göreve hazır olduğumu beyan ediyorum.

Yıllardır, ufuğa bakmaktan yoruldum.

Bizi ileride yapılacaklar değil, şimdi şu an yapılanlar ilgilendiriyor olmalı artık. 
Remide Arsan

Hiç yorum yok: